İzmir’i Keşfetmek!

Merhaba ben Muhammad Farooq Azeemi. Pakistanlıyım. Her şey dahil bir bilet gibiyim; bloggerım, gezginim ve kalben gazeteciyim. İzmir Yaşar Üniversitesi’nden mezunum.
Maceranın bir arkaplanı var, İzmir’e çok sevdiğim ve her zaman minnet duyacağım üniversiteme kabul olmak için gelmiştim.
Fazla bir şey bilmeden uçaktan inmiştim. Bir taksiden beni üniversiteye götürmesini istedim. Taksi camından biraz şehri izledim. Doğal güzellikleri ve beni bekleyen modern yapıları vardı. Taksi şoförüyle muhabbet etmek istedim ama bütün dişlerini göstererek “İngilizce bilmiyorum” dedi.
kesfetmek-izmir-seyahatArtık yurda varmıştım, biraz dinlendim ve şehri keşfetmek için dışarı çıktım! İzmir dünyadaki en eski şehirlerden, birçok krallığı görmüş. Birinci dünya savaşından sonra Yunanlılara verilmiş, neredeyse her dini görmüş. Gerçi ben o zamanlarda yaşamadığım için tarihi çok tartışmayacağım. Şehri kendi gözlerimden nasıl gördüğümü anlatacağım! İzmir, Türkiye’nin ikinci en büyük limanı olan harika bir denize sahip. Denizlerini çok akıllıca kullanıyorlar. Gerçek Türk çayı içebileceğiniz, esintinin içinizden geçtiğini hissedebileceğiniz ve gece hayatını yaşayabileceğiniz birçok kafe ve bar var! Deniz kıyısına sahip olmanın avantajı, bütün şehri birbirine bağlayan tek bir yol bulunması, bu nedenle şehirde bir yere gitme konusunda endişelenmenize gerek yok. Şehrin ana faaliyet alanı Alsancak. Hayat dolu günler yaşamak için her gün dolaşabilirsiniz. Benim gibi kaybolmaktan korkmayın!
Saat Kule’sini ziyaret ettiğimde, çok büyük olmayan, üstünde saat olan bir bina gördüm ancak yakınlaştıkça 1901’den beri insanı kendine çeken mistik bir etkisi olduğunu anladım. Fransız bir mimarın anısına yapılmış ve gece ışıklar altında oldukça sıradışı gözüküyor. Şehrin merkezi noktası olan kulenin karşısında, her şeyi bulabileceğiniz birçok dükkan var. En bayıldığım şey, istediğiniz kadar pahalı ürünler de var, sokak aralarında daha uygun fiyatlı mağazalar da! Pakistan’daki Lahore mağazası gibi. Sırrımı söyledim, çaktırmayın!
İzmir’in 800 yıllık bir pazarı var, Kemeraltı. Geleneksel Türk lambalarından, günümüz elektroniğine kadar her şeyi bulabileceğiniz bir yer. İçeride akıcı İngilizce konuşan insanları görünce şaşırdım! Ne kadar benim gibi Türkçe konuşmayı deneseniz de tezgahtarlar yabancı olduğunuzu yüzünüzden anlıyor ve kardeşlikten başlayan bir konuşmayla yavaşça sizi bir şeyler almaya yönlendiriyor!
Yollarda gezerken, modern Türkiye’yi kuran önder Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri ve Türk bayrağı satan bir sürü satıcıya denk geldim. Bir sürü yer gezdim ama liderlerine bu kadar kendini adamış bir ırk görmedim. 1938 yılında onu kaybettik ancak hala şarkılarda yaşıyor. İzmir’de Atatürk’le ilgili konuşulurken ağlayan gençler, hala her yaştan onu takip eden bir sürü insan gördüm. Sözlerini ve heykellerini her yerde görebilirsiniz.
kesfetmek-izmir-seyahatYemekleri düşünecek olursak, İzmir dünyada en sağlıklı beslenilen yerlerden. İzmir’in sembolü ünlü aperatif; boyoz. Tadı ekmek gibi. Türk çayı içmek de benim için değişik bir tecrübeydi çünkü Pakistan’da sütle karıştırıp içiyoruz, böyle içince sıcak meyve suyu gibi geldi ama zaman geçtikçe alıştım ve sevdim!
Şehrin doğusu ve batısı Müslüman mimarisinin muhteşem bir birleşimi gibi. Size hem geleneksel hem de çağdaş hayatı sunuyor. İnsanlar burada birbirlerini oldukları gibi kabul ediyor. Seçim yapma özgürlüğü sunuyor ve kültürün çeşitliliği kolayca alışmanızı sağlıyor.

Muhammed Farooq Azemi

Konuk yazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir