Vegan Tasarımcı Kiki ile Röportaj

DOGO: Selam Kiki, bize kendini tanıtır mısın?
KIKI: Yunanistan doğumluyum. MSÜGSÜ SDK “Mimar Sinan güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Dekor Kostüm mezunuyum. Kısa bir NY macerasından sonra İstanbul’a dönüp tekstil sektöründe “Oxxo” markasında tasarımcı olarak çalışmaya başladım ve daha sonra kendi markam olan Kiki’s Design’ı kurdum. Hayatıma kendim için yaptığım en iyi yatırımlardan olan YOGA yı ekledim. 200 saatlik yoga eğitmenliği sertifikası aldım. Şu anda Kiki’s Design için çalışıyor, yoga dersleri veriyor, aynı zamanda özel bir üniversitede moda bölümünde tasarım öğretiyorum.
Kendi markası vegan olan, yoga eğitmeni, moda tasarımcısı bir öğretim görevlisiyim.

vegan-yogiDOGO: Bildiğim kadarıyla son zamanlarda VEGAN bir hayat tarzına geçiş yaptın. Bize nasıl oldu bu değişim anlatır mısın? Avantajları ve dezavantajları nedir?

KIKI: Vegan olmam planladığım bir şey değildi. Bir gezi projesine başladım ve 6 aylığına danışmanım tarafından vegan beslenmem rica edildi… Bir süredir de yorgunluktan sandığım, ellerimde ufak titremeler fark etmiştim çok önemsememiştim ancak bu titremeler giderek artmaya başlamıştı.

Ben bir ara doktora giderim diye ertelerken aynı zamanda vegan beslenmeye başladım. 2 ay sonra titremelerimin kesildiğini farkettim ve ondan sonra bir uzmana danıştım. Meğer hayvansal protein benim sinir sistemime bir süredir zarar veriyormuş ve zaten Vegan olmadan önce gitseydim bana hayvansal proteinden uzak durmam gerektiğiniz söyleyecekmiş. Şans işte! Ben Vegan olduktan sonra tam 9 kilo verdim, kendimi hiç olmadığım kadar zinde hissediyorum.

En büyük problem kalsiyumdu, onu da zeytin yaprağından alabiliyormuşuz meğer, zeytin yaprağı çayı her gün bir fincan, tadı da güzel. Hani ne yerseniz “o”sunuz diye bir inanış var ya o çok doğru mesela ben vegan olmadan önce her şeyi birbirine karıştırabiliyordum. Biraz daha açacak olursam zihnim kalabalık olan her şeyi eliyor artık, yemek insan planlar vb. daha seçici oluyorsunuz. Marketlerde satılan kapalı ve zararlı hiç bir şeyi yiyemiyorsunuz kan şekeri her zaman dengede, tatlı ve açlık krizi hiç yaşamıyorum. Kısacası “kriz” yaşamıyorum, ha bir de çok dikkat çekiyorsunuz ilgiler üzerinizde oluyor çok havalı! İlgi çekmeyi sevenlere tabii.. İlk zamanlar veganım diyordum baktım çok ilgi çekiyor son zamanlarda önüme et yoğurt peynir vs gelirse teşekkür ederim ben yiyemiyorum diyorum.
İlk aklıma gelenler bunlar. Gereksiz ilgi çekiyor olmanız dezavantaj olabilir.

vegan-tasarimciDOGO: Türkiye’de Vegan bir hayat nasıl?

KIKI: Türkiye’de özellikle İzmir’de, aslında herkes vegan besleniyor üzerine bir de hayvansal gıdayı ekliyor ama farkında değiller. Her şey var hububat, sebze, meyve, tahıl… Benim gibi yemek yapmayı seviyorsanız hiç zor bir şey değil. Tek zorluğu dışarıda genelde tek 1 seçeneğiniz oluyor. Şimdilerde menülere vegan yiyecekler de girmeye başladı…Bir de vegan, peynir süt ve yoğurt alabileceğiniz siteler var, sipariş ediyorsunuz bir günde kapınızda ve fiyatları da uygun şeyler. Mutfak masrafı yarı yarıya düştü yani 🙂

DOGO: Vegan kıyafet ve ürün bulmakta zorlanıyor musun?
KIKI: Kendi tasarımlarımı giyiyorum, çünkü kullandığım kumaşlar vegan. Kaz tüyü, deri, yün, kaşmir, ipek vs olmamasına dikkat ediyor ve yoluma devam ediyorum.
DOGO: DOGO ile nasıl tanıştın?
KIKI: DOGO ile yıllar önce İstanbul Tünelde tanıştım o günden beri takip ettiğim ve çok severek kullandığım bir marka.
DOGO: DOGO’yu 3 kelime ile anlatsan…
KIKI: Vegan, keyifli ve ilham verici!
DOGO: En sevdiğin DOGO tasarımı hangisi ve neden?
KIKI: Son aldığım botlar sanırım çünkü çok rahat ve gittiğim hemen hemen her yerde “botlarınız ne kadar güzel” iltifatını alıyorum. Sanırım bana çok yakışıyorlar, hiçbir giydiğim ayakkabı bu kadar iltifat almamıştır… O botlardan daha sonra 2 çift daha alıp hediye etmişliğim var lütfen bu da kayıtlara geçsin.
DOGO: Çok teşekkürler, kocaman sevgiler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir