Geçen sene olduğu gibi, bu sene de Yaşar Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği proje ile Türkiye’ye gelen International Leuven Limburg Üniversitesi öğrencilerini, DOGO Genel Merkezi’nde ağırladık.
Belçikalı misafirlerimiz önce, DOGO ekiplerini yakından tanımak adına her departman ile bir araya gelerek iş süreçleri hakkında bilgi aldılar. Tasarımcılar ile bir araya gelerek, bir fikrin oluşum sürecinden sonra nasıl tasarıma dönüştüğüne şahit oldular. Tasarım aşamasından sonra ise üretim bandını ziyaret ettiler. Tüm süreçleri ile DOGO’nun inovatif ürünlerini yerinde inceleme fırsatı buldular.
Daha sonra misafirlerimiz, Tasarım Merkezi’miz önderliğinde, hayallerindeki ayakkabı desenini çizdikleri bir atölye çalışması yaptılar. Projenin sonunda bu çizimler, DOGO’nun kendine özgü baskı tekniğiyle ayakkabılara dönüşecek ve öğrencilere gönderilecek.
Misafirlerimizden gelen yorumlara gelince…
Sarah:
Öncelikle bu inanılmaz gün için size çok teşekkür ederim. DOGO yaratıcılığının yanı sıra, dünyayı daha iyi bir hale getirmek için çalışan bir firma. Down Sendromlu çocuklarla birlikte atölye çalışmaları düzenlemeleri beni çok etkiledi. Herkes çok arkadaşçaydı ve DOGO konseptini yansıtıyordu. Kendi ayakkabılarımızı tasarlama şansı bulduğumuz için minnettarım. Kesinlikle DOGO’yu unutmayacağım!
Michelle:
DOGO’yu deneyimleme fırsatı bulduğum için size çok teşekkür ederim! Ayakkabıların nasıl üretildiğini görmek inanılmazdı. DOGO’nun amacı, herkese kendi hikayesini anlatma şansı vermek. Kendi ayakkabımı tasarlamak, yaratıcı limitlerimi aşmamı sağladı.Ayakkabılarımı giymek için sabırsızlanıyorum!
DOGO harika bir iş yerine benziyor, stajımı burada yapmak istiyorum. Çünkü buranın beni daha inovatif kılacağını biliyorum.
Bjarne Huijs:
DOGO, yaratıcı ve özgür beyinlere ev sahipliği yapan, açık görüşlü bir iş yeri. Bütün çalışanların şirket idealine karşı tutum ve motivasyonları açıkça görülüyor. DOGO, belirlenmiş sınırların dışına çıkmaktan çekinmiyor ve bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmak için elinden geleni yapıyor. Bu yenilikçilik ve farkındalık, diğer şirketlerin de önem vermesi gereken bir şey bence.
Cédric Janssens:
Geziye bayıldım! Çalışanların hepsi bizi çok sıcak karşıladı. Tasarım departmanında kendimi evimde gibi hissettim. Açık görüşlü tasarımcılar, bize kendi ayakkabılarımızı tasarlama şansı verdi! DOGO’nun hayata geçirdiği inovatif fikirler beni çok şaşırttı. Şirketi, uluslararası bakış açısı ve harika lojistiği karlı tutuyor. Belçika’da da böyle bir mağaza görmek isterim.
Quinten Van Ransbeeck:
DOGO’yu ziyaret etmek bir zevkti. Şirkette hissedilen yaratıcı atmosfer beni çok etkiledi. Çalışanların dinamik ruhu, markayı gerçekten eşsiz kılıyor. DOGO’daki bu deneyim, dünyayı fethetmeye hazır bir marka ile tanışmak için mükemmeldi.
Mauranne Portael:
DOGO tanıtım sunumunu dinledikten sonra, şirketin kültür ve vizyonu beni çok şaşırttı. “Hayatını Kişiselleştir” fikrini çok sevdim çünkü her ayakkabının arkasında bir hikaye var. Şirketi gezerken ayakkabıların yapılış sürecini öğrendim ve işlerine tutkuyla bağlanmış insanlar tanıdım. Yaratıcılık DOGO’da anahtar kelime olduğu için kendi ayakkabılarımızı tasarlamak çok keyifliydi. Tekrar teşekkürler.